Türkiye, ahlaki ve manevi yozlaşmayı her geçen gün daha derinden hissetmeye devam ediyor. Batı müfredatına dayalı eğitim sistemi, genç neslin kendi değerlerinden giderek daha fazla yabancılaşmasına neden oluyor. Bu durumun son örneği, İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi'nde yaşandı.
2010 yılında Türkiye Diyanet Vakfı tarafından kurulan okulda, üniversite öğrencileri tepkileri üzerine çeken bir eyleme imza attı. Ellerinde yazılı pankartlar taşıyan öğrencilerin sloganları, toplumsal tepkilere yol açtı. Pankartlarda yer alan, son dönemde sıklıkla gündeme gelen aile kurumu ile ilgili "Aile kurumu lağvedilsin" şeklindeki ifadeler tepki çekti.
Üniversite öğrencileri tarafından yapılan ve tepki çeken bu eylemin ardından, üniversite yönetimi sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu. Yönetim, eylemin yanlış anlaşıldığını ve bu etkinliğin kendilerini bağlamadığını ifade ederek özür diledi.
YANLIŞ İZLENİM YARATMIŞ
BU EYLEMLER GÜCÜNÜ NEREDEN ALIYOR?
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından sıklıkla dile getirilen "Ailem mefhumu ortadan kalkmış bir toplum, ne kadar zengin olursa olsun ayakta olamaz." sözleri önemini korurken, siyasi iradenin son dönemde aile kurumuna karşı geliştirilen eylemlere karşı somut bir adım atmaması ve uzun vadeli politikalar geliştirmemesi tepki çekiyor.
Öte yandan, söz konusu eylemin ve türevlerinin arkasında hangi güçlerin olduğu tartışma konusu olmaya devam ediyor. Eylemleri, fonlanan aile karşıtı yapılanmaların ve LGBT örgütlenmelerinin desteklediği bütün çıplaklığıyla ortada duruyor.
HÜKÜMET EĞİTİME NEŞTER VURMALI
Hükümetin, Batı menşeli eğitim müfredatına derin dokunuşlar yapması ve Aile Bakanlığı ile koordineli bir şekilde aile müessesesinin muhafazası için somut adımlar atması isteniyor.
Yaşanan son gelişmeler, Türkiye'deki eğitim sisteminin ve toplumsal değerlerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini gözler önüne sererken mütedeyyin ve geniş halk kitleleri aile yapısının muhafazasına ilişkin sorunlara neşter vurulmasını bekliyor.